Ana içeriğe atla

Solaryumda bronzlaşanlar kanser mi oluyor...

Solaryumlarda bronzlaşanlar kanser mi oluyor...

Uygun miktarda doğal UVB derimizde D vitamininin yapımını sağlamakla birlikte  doğal UV ve yapay UV kaynaklarına aşırı maruz kalmak pek çok hastalığı tetikliyor.

2015 yılındaki bir araştırmada Belçikalıların %14 nün solaryum kullandığı bildirilmiş.
Bugün ise Brükselde solaryum salonlarının kapatılması için hazırlık yapılıyor.   Solaryum kullanmanın cilt kanseri ve göz hastalıklarına neden olduğu, böylece son 50 yılda 6000 kişinin ölümü ve 200 milyon Euro sağlık harcamasına neden olduğu belirtiliyor.

Solaryumlar veya diğer bir deyişle bronzlaşma yatakları ultraviyole ışını yayarak çalışıyor. Ultraviyole ışını, melanoma gibi başlıca cilt kanserini artıran neden olarak biliniyor. Avusturalyada ticari olarak solaryum (tanning) cihazları kullanımı yasak olmakla birlikte ev kullanımı için piyasadan cihaz satışına bir engel henüz yok.
Avusturalyada Kanser Konseyi 35 yaşının altında solaryum kullanımının melanoma gibi cilt kanseri riskini ,20-25 yaş altında ise bazal hücreki ve yassı hücreli deri kanseri riskini artırdığını belirtiyorlar. Aslında şu anda pek çok gelişmiş ülkede solaryum 18 yaşından küçüklerde kullanımı kanunen yasak.

International agency for research on cancer (IARC), 2009 yılında solaryumlarda kullanılan ultraviyole ışını fazlalığının cilt kanserlerinde artışa neden olduğunu belirterek risk seviyesini “en üst” düzeye  yükseltti.  Bunun için WHO ya göre UV ışını kanser yapıcı maddelerin 1. Gurubundadır.

Solaryum cihazlarında ultraviyolenin kontrollü kullanıldığına dair söylentilerin yanlış olduğu bilimsel çalışmalarda gösterildi. Ultraviyole ışınının cilt DNA sını etkileyerek kansere neden olduğu bilimsel bir bulgudur günümüzde artık. Yapılan çalışmalarda solaryum cihazlarının melanoma gibi cilt kanserleri yanında, cildin erken yaşlanmasına, cilt yanıklarına, bağışıklık sisteminin baskılanmasına, oküler (Göz) melanomuna   neden olabildiği belirtilmektedir. Bunun nedeni solaryumlardaki UV miktarının güneş ışınına karşı çok fazla olmasıdır. Örneğin UVA miktarı solaryumda güneşe göre 12 kat daha fazladır.

Riskin daha fazla olduğu kişiler:
Beyaz, açık tenliler,
Sarışınlar,
Yeşil ve mavi gözlü açık göz renkli kişiler,
Beni çok olanlar,
Ailesinde deri kanseri geçmişi olanlar

UV ışını fazlalığı nelere yol açıyor:
Cilt kanseri en sık melanom, squamoz hücreli kanser, bazal hücreli kanser,
Ciltte erken yaşlanma, kırışıklık, cansız görünüm, aktinik keratoz (prekanseröz) ve yaşlılık lekeleri gibi çeşitli cilt hasarlarına yol açıyor,
Gözde katarakt, makula dejenerasyonu, göz melanomu, retinada hasar,
Aşırı UV vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır, cildin enfeksiyon ve kanser gibi hastalıklara karşı direncini zayıflatır.

Bronzlaşmanın bir bağımlılık durumu olduğuna dair çalışmalar yapılmıştır. Bu nedenle kişilerin bilgilendirilmesinin üstünde daha çok durulmaktadır...

Ultraviole ışınları görünür ışıktan daha küçük dalga 100-400nm boyundadırlar. Görünür ışık yaklaşık 400-700 nanometre arasındadır. Uv ışınlarını insan gözü görmese bile bazı böceklerin görebildiğini biliyoruz.



Ultraviole ışınları  10 ile 400 nanometre arasında olup, UVA, UVB ve UVC olarak üçe ayrılır.  

Yapay uv lambaları :
Bronzlaşma için solaryum lambaları,
Sedef hastalığı (Psöryasis) için kullanılan fototerapi lambaları,
Sterilizasyon lambaları (Su, hava  ve yüzey sterilizasyonu amaçlı),
Endüstriyel amaçlı lambalar (endüstriyel kaynak, yapıştırma, matkap gibi delme işlemlerinde uv kaynakları). Burada daha çok göz melanomu riski var.

Ultraviole bir çeşit elektromanyetik radyasyondur. Doğal olarak güneş ışınında bulunur. Yapay olarak uv lambalarda bulunur. Ultraviole iyonize radyasyon gurubunda olup yüksek enerjili olan uv DNA yı bozarak kanser yapabilir. Ancak vücudun derinlerine giremediği için ciltte kanser yapabilir. 
UVA enerjisi en düşük olanıdır. Güneş ışınlarının yeryüzüne  geleninin %95 kadarı UVA (320-400 nm) dır. 



UVA  derimizde epidermisi geçer ve dermis tabakasında tutulur. Fazla maruz kalındığında kırışıklıklardan sorumludur. Solaryumlarda UVA miktarı güneşe göre 12 kat daha fazladır. Bu nedenle güneşe göre  2.5 kat daha fazla squamoz hücreli kanser, 1.5 kat fazla bazal hücreli kansere yakalanma ihtimalini artırır. Genç yaşta solaryum melanom riskini  %75 artırdığı son bilimsel çalışmalarda bahsediliyor.
UVB enerjisi orta derecede olanıdır. Güneş ışınlarının yeryüzüne gelenin %5 kadarı  UVB (280-320 nm) dir. UVB derimizde epidermis tabakasında tutulur, dermise geçemez. Bu nedenle güneş yanığı ve cilt kızarmasının başlıca etkeni UVBdir. Yine epidermis tabakasında ortaya çıkan squamoz hücreli ve bazal hücreli kanserde önemli rol oynar. UVB nin faydalı etkisi ise derimizde D vitamini sentezini başlatır. Derimizde UVB nin çoğu bu faydalı etkide kullanılır. Fazlası daha fazla D vitamini yapmaz deriyi kırıştırarak yaşlandırır.
UVC (180-280 nm) enerjisi en yüksek olanıdır. UVC  insana zararlı olduğu için ozon tabakasında tutulur ve yeryüzüne ulaşmaz. Yapay lambalar ile UVC kullanarak suda, havada, ameliyathane gibi ortam yüzeylerinde, gıdalarda bakterileri öldürme işleminde kullanılmaktadır. Sterilizasyon amaçlı kullanılır. İnsanda kanser yapar.
10 nm ile 180 nm arasındaki UV ye ise “extreme  veya vacuum UV” denilir. Bu hava tarafından tutulur, yeryüzüne ulaşmaz. Bu ışınlar ancak uzay boşluğunda yayılır.

Yeryüzüne gelen ultraviyoleyi etkileyen durumlar.
Sabah saat 10 ile 16 arası daha çok UV gelir. Yaz mevsiminde daha fazladır.
Ekvatordan uzaklaştıkça azalır.
Yansımalar artırır, deniz yüzeyi, kum, kar, çimen, beton asfalt gibi yüzeyler uv yi yansıtır.
Dağlara çıktıkça uv oranı artar.
Bulutlar kapalı havada uv ye engel olur, ama bazı bulutlar daha da yansıtabilir.
Havadaki ozon tabakası büyük ölçüde uv yi tutar, ozon tabakası azaldıkça uv artacaktır.
Bu nedenlerle bilim adamları insanları korumak için ultraviyole ışını endeksi (UV index) geliştirmişlerdir. Ölçümler bu indekse göre duyurulur.



UV index:
0-2 düşük seviye
3-5 orta derece:
6-7 yüksek:
8-9 çok yüksek:
11 ve yukarısı aşırı derecede:

Fazla UV den korunmak için:
saat 10 ile 16 arası güneşe çıkmayın.
Doğrudan güneşe bakmayın.
UV  filtre eden gözlükler kullanın.
Geniş kenarlı şapkalar giyin.
Işığı yansıtan deniz, kum, kar gibi yüzeylere bakmamaya çalışın.

Gölge kuralı: eğer gölgeniz uzunsa daha az UV ye maruz kalıyorsunuz demektir. Eğer gölgeniz kısa ise daha çok UV ye maruz kalıyorsunuz ve daha iyi korunmanız gerekir.
Aşağıdaki sayfadan mobil telefonlarınız için ortamın UV indeksini ölçmek için ücretsiz aplikasyonu Amerikan EPA sayfasından  indirebilirsiniz:


Kendinizi korumanın yolları:

Sürdürülebilir sağlıklı bir yaşam için aşağıdaki önerilere dikkat ediniz;

Özellikle ilkbahar ve yaz mevsimlerinde saat 10 ile 16 arasında güneşe maruz kalmayın.

Güneş yanığı olacak kadar güneşlenmeyin.

Solaryum kullanmayın.

Güneşli ortamlarda UV ışınlarını filtreleyen gözlük ve uygun giysiler giyerek vücudunuzu kapatın.

Gözbebeğini genişleten ilaçları örneğin bazı antihistaminik, antidepresan ve ağrı kesicileri alanlar UV indeksinin arttığı ortamlarda UV filtreli gözlük takmayı özellikle ihmal etmemeliler.

UV koruyucu losyonlar kullanacaksanız mutlaka onaylı olmalı ve 6 aydan küçüklere kullanılmamalıdır.

FDA tarafından UV koruyucu losyonlarda kullanılan 17 madde onaylanmıştır. Bu losyonlarda “broad band” yazanlar hem UVA hem de  UVB yi engeller. Diğer ürünlerde ise etki dalga boyuna göre sınıflandırılmıştır.  Bu ürünlerin içeriğinde 340-400 nm yi engelleyenler UVA1, 320-340 nm yi engelleyenler UVA2, 290-320 nm yi engelleyenler UVB olarak belirtilmiştir.


D vitamini için ek bilgi:
D2 (ergokalsiferol) bitkiler tarafından üretilir.
D3 (kolekalsiferol) çoğunluğu  (%90) derimiz tarafından üretilir. Balık, yumurta gibi besinlerde doğal olarak bulunur.
Yeterli D vitamini sentezi için günde 15 dakika güneşte olmak yeterlidir. D vitamini sentezi için güneş ışığının yanında dengeli bir beslenme olması gerekir.

Evet sevgili arkadaşlar bu yazımızda 
Solaryum ile bronzlaşma,
Ultraviyole ışınları, doğal ve yapay kaynaklar
Kanser ilişkisi ile ilgili güncel bilgileri ve korunma yollarını paylaştık, daha ayrıntılı sorularınız için bana 
www.erolerguler.com sayfasından ulaşabilirsiniz.

Bu blogu beğenip paylaşmanız dileğiyle yeni konularda buluşmak üzere sevgi ve saygılar



Bu blogdaki popüler yayınlar

Holistik Şifa

HOLİSTİK ŞİFA Holistik Şifaya açılan sağlığa bakış açısı nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığın tarifini şöyle yapıyor: “Sağlık, sadece hastalık veya sakatlığın olmaması değil; tam olarak fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik-refah halidir” ( WHO definition of Health: Health is a state of complete physical, mental and social well-being and not merely the absence of disease or infirmity). Sağlık sektörü, uzun süredir tedavi edici hekimlikte ağırlığını sürdürüyor; ve hasta muayene süresi azalıp, reçetedeki ilaç sayısı artıyor... Bir hasta soyunup muayene olurken daha giyinmeden diğer hasta kapıyı omuzlayıp “benim randevuma saygı duyun” diye bağırıyor. Bilmiyor ki, kendisi gibi biri içeride ve muayenesi tamamlanmamış... Bir doktora günde 60 ila 90 hasta baksın istiyor bakanlık ve ilaç firmaları. Bu sürede sadece ilaç yazılır, teşhis konulmaz biliyorsunuz... Günümüzde ortak bilinç geliştikçe, koruyucu-önleyici hekimlik ön plana çıkmaya başlamıştır. Böylece sağlığı

14 Mart Tıp Bayramı 2018' de neler olmalı...

14 Mart Tıp Bayramı 2018' de neler olmalı... 14 mart 1919 da işgal altındaki İstanbul’da tıp öğrencileri ve doktorlar   işgale karşı protesto eylemi yapmışlardır. 14 mart 1827 yılında ilk tıp okulunun açılış günüdür (14 mart 1827 tarihinde Şehzadebaşı’nda Tulumbacı başı konağında   Türkiye’nin ilk tıp okulu açılmıştır). Yani ilk 14 mart eylemi aslında   tıp mensuplarının bir yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. Bu tarihi önem nedeniyle Türkiye’de her   14 martta "Tıp Bayramı" kutlanmaktadır. Diğer ülkelerde ise farklı olay ve nedenlerle farklı günlerde   Tıp bayramları kutlanmaktadır. 14 mart 1976 dan beri ‘’Tıp haftası’’ olarak kutlanmaktadır. 14 mart yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda ülkenin sağlık sorunlarının ve sağlık çalışanlarının sorunlarının dile getirildiği bir haftadır. Bugün öne çıkan sorunların başında şunlar gelmektedir: 1-    Hastanelerde hastaya yeterli muayene süresinin sağlanamaması. 2-    Sağlıkta şiddet. 3