Ana içeriğe atla

GERİBİLDİRİM ÇAĞINI BAŞLATAN SESSİZ DEVRİMİN İKİ ELEBAŞISI: SOSYAL MEDYA ve de NÖROMARKETİNG...

GERİBİLDİRİM ÇAĞINI BAŞLATAN SESSİZ DEVRİMİN İKİ ELEBAŞISI: SOSYAL MEDYA ve de NÖROMARKETİNG...

Bu devrimi yapan iki elebaşı var; toplum mühendisliğinden sorumlu elebaşı SOSYAL MEDYA ve de insan mühendisliğinden sorumlu NÖROMARKETİNG, nam-ı diğer NÖROPAZARLAMA...

SOSYAL MEDYA ve de NÖROMARKETİNG...
GERİBİLDİRİM DEVRİMİ...  GERİBİLDİRİM ÇAĞI...

Bu yazıyı
Bir tıp doktoru,
Bir nükleer tıp uzmanı,
Bir hipnoz eğitmeni,
Bir akupunktur uzmanı,
Bir işletme mezunu,
Bir sosyal medya uzmanı,
Bir felsefe öğrencisi olarak yazmıyorum.
Bu yazıyı evrende sizin gibi yaşayan bir insan ( Erol ERGÜLER) olarak yazıyorum;

Günümüz dünyasında SOSYAL MEDYA ve NÖROMARKETİNG kavramları çoğu insanlar tarafından daha tam olarak algılanmasa da iki dev endüstri haline gelmiştir ve geleceği tek başlarına yönetmeye adaydır.
Bu iki kavram aynı zamanda postmodern anlayışın açıklarından fırsat bularak gelişen “acemi globalizm” in tekrardan daha örgütlü bir yapılanmasıdır.

Bunun bir devrim niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bu devrime “GERİBİLDİRİM DEVRİMİ” diyor, bu devrimin başlattığı yeni çağada “GERİBİLDİRİM ÇAĞI” diyorum...
Yazdığımı çok iddialı bulabilirsiniz ama devamını okuduğunuzda ne düşüneceksiniz acaba?

Tarlasını eken çiftçi geçmiş senelerin geribildirimi ile eylemlerini yapar ve hasat zamanı eline ürününü alınca, hatta ürününü paraya çevirdikten sonra değerlendirmesini yapar ve sonraki döneme hazırlanır. Bir sene boyunca emeğini harcarken eline ne geçeceğini tam olarak bilemeden sabırla çalışmıştır. Çiftçi geribildirimi net olarak sene sonunda alabilmiştir.
Bu çiftçi eğer buğday tohumunu tarlaya rastgele serpmek yerine tek tek toprağa koyarken anında geribildirim alabilse ne olurdu acaba? Yani tohumu birkaç santim farklı yere koyduğunda başak veriminin değiştiğini, gübre ve ilaç dozları ne olduğunda başak veriminin nasıl değiştiğini su ve hava durumu tahminlerine göre nasıl önlemler alabileceğini baştan bilse, hatta tarlayı sürerken o sene için kaç santim derin ve hangi yönde sürdüğünde verim miktarında değişikliği o an bir ekrandan görse ne olurdu?
Bu çiftçi en başından yaptığı her hareketin geribildirimini hemen orada alsa ve hatta ürününün nasıl ve nerelerde tüketileceğini, nasıl tercih edileceğini görse önceki yıllardan farklı neler yapardı acaba...
Bir anne çocuğuna söyleyeceği bir cümlenin onun hayatında ne gibi olumlu veya olumsuzluklara yol açabileceğini o an ekranda görse, konuşmalarına nasıl dikkat eder ve kelimeleri nasıl seçerek  konuşurdu acaba? Ne dersiniz...
O gün giyeceğiniz elbise yüzünden başınıza neler geleceğini bilseniz acaba hangi elbisenizi giyerdiniz...

Korkabilir ve heyecanlanabilirsiniz çünkü artık DEVRİM oldu, GERİBİLDİRİM ÇAĞI başladı. Hem de haberiniz olmadan başladı, artık kendi düşünceleriniz, değerleriniz, liderleriniz ve memleketiniz diye  bildiğiniz her bir yapılanma değişiyor, GERİBİLDİRİM ÇAĞI nın oluşturmaya başladığı yeni yapılanmanın içinde yaşamınızı sürdürmek ve uyumlanmak zorundasınız artık...

Cerrahpaşa da öğrenciyken 80 li yılların başında hocalarımız ve 350 kadar öğrenci arkadaşlarla birlikte Silivri köylerinde veya İstanbul içinde bilimsel çalışmalar düzenlerdik , sağlık taramaları (guatr gibi), ilaç tüketimi vs. Behçet hastalığı için 20 bin kişiye “paterji testi” ile birlikte anket yapmıştık.  Buradan yazılı elde ettiğimiz verileri Halk sağlığı bölümünde yere serdiğimiz ambalaj kağıtlarına dökerdik, sonra bunları bilgisayarda işlem görmesi için kartlar delerdik, bu delinmiş kartları Beyazıtta işletme iktisadı enstitüsünde ki bilgisayara randevu alarak götürürdüm, orada bilgisayar odası çiftkapılı idi, galoş ve kep takılarak girilen odada (o zamana göre ameliyathanelerden daha steril olabilirdi...)  kartları megabayt  bile değil, Kbayt ölçüsünde büyük buzdolabı gibi bilgisayarlara tek tek okutup uzunca bir kağıt dökümü alıyordum. Uzun kağıt şeritler tekrar programlanabilir  masaüstü hesap makinelerinden istatistiki değerlendirmeleri yapılıp bilimsel verilere dönüşüyordu. Yani bir çalışmayı tasarlamaya başladıktan sonra onu kongrede yayınlayabilecek hale gelene kadar aylar geçiyordu. GERİBİLDİRİM ÇAĞında bu işi POS makinaları gibi anında hatta kişilerle temas gerekmeyen projeleri internet üstünden aynı günde milyonlarca insan katılımı ile  yapabilmek mümkündür.

Eskiden bir senede yapabileceğiniz gücünüzün yeteceği bir projeyi GERİBİLDİRİM ÇAĞında bir günde yapabilip günün diğer kısmında daha önce hiç yapamayacağınıza inandığınız büyüklükte bir başka projeyi de gerçekleştirebilirsiniz...

GERİBİLDİRİM ÇAĞI’nda Toplum Mühendisliğini SOSYAL MEDYA üstlenmiş, İnsan Mühendisliğini ise NÖROMARKETİNG üstlenmiş durumda artık. İki sektörde iç içe artık. Toplum mühendisliğiyle, insan mühendisliği birleştirilerek artık ülkelerin değil dünyanın yönetilmesi söz konusu...

Sosyal medyada her gün yüz milyonlarca insan etkileşimde bulunarak eylemler yönetiyor, facebook, twitter, youtube gibi ortamlarda dev bilgi birikimi (Big Data) oluşmakta ve her an yenilenmekte. Her gün dünyayı yönetiminde etkili olacak yeni bilgiler eklenerek sınıflandırılmakta artık...  

Gazneli Mahmut 1001 yılından 1027 yılına kadar Hindistana 17 sefer düzenlemiştir. Her seferde ayrı bir geribildirim alarak diğer seferde yeni ganimetler elde etmiştir. 26 yıl boyunca süren bu faaliyetleri dünyanın ne kadarı duymuştur acaba?
Bundan yüzyıllar sonra İngilizler teknoloji kullanıp gemilerle ve silahlarla Hindistana gelerek  tüm ülkeyi ele geçirmişlerdir. Uzun süre  İngiliz egemenliğinde kalan Hindistan 2. Dünya savaşından sonra Gandhi önderliğinde1948 de bağımsızlığını kazanabilmiştir.

Bugün ise GERİBİLDİRİM DEVRİMİ sayesinde  Wikileaks olayındaki gibi önemli belgelerin birkaç dakikada dünyaya yayılmasıyla yönetimler bile değişebilmektedir.

Burada ilginç bir nokta daha gözüküyor bilgilerin akış yönü de çok şeyi değiştirebiliyor. Örneğin Wikileaks yaratıcısı Assange “kurumların bilgilerini halka ücretsiz veriyorum” dedi ve şimdi mahkemelerce aranıyor. Ama “halkın bilgilerini kurumlara ücretle satıyorum” diyen mikrosoft veya medya patronları dünya zengini... ne trajikomik değil mi?
İşte bu çağ GERİBİLDİRİM ÇAĞI şaşırmayın !!!

Diğer taraftan NÖROMARKETİNG ile beyin araştırmalarına uzay araştırmaları gibi önem veriliyor. 2014 yılına kadar beyin araştırmalarına en fazla yüz bin dolarlar ayrılırken sadece 2014 yılı için Obama 110 milyon doları BRAIN INITIATIVE projesine ayırdı. İnsan genom projesine eskiden 3.8 milyon dolar ayrıldığını hatırlarsak olayın ciddiyetini ve çıkacak sonuçları şimdiden canlandırmak ilginç gelecektir.
Bugüne kadar beyin, bilinç ve bilinçaltı denildiğinde en modern enstitüler bile Freud ve Jung un  eski söylemlerinin sürekli tekrarlıyorlardı ve kendilerini geliştirmemişlerdi, her kitapları aynı sözlerle tekrarlıyordu. Ama şimdi beynin içinde bilinç ve bilinçaltının nasıl otonom ve diğer sistemlerle karşılıklı geribildirimde bulunarak insan tercihlerinin yapıldığı modern teknoloji ile gösterilmeye ve incelenmeye başlandı. Beyin araştırmalarındaki esas amaçlardan en önemlisi insanın karar verme ve tercih etme  durumunda beynin nasıl çalıştığının ortaya konulmasıdır.
İlginçtir, beyin  araştırmaları bilim adamlarından çok nöromarketing ekiplerinin elinde ilerliyor ve değerlendiriyorlar. Başka bir açıdan bakarsak, eskiden bilim adamlarına beyin araştırma konularında ilaç firmaları destek verirken şimdi GERİBİLDİRİM ÇAĞında bilim adamlarına nöromarketing firmaları destek verecektir. Rodin in “Düşünen Adam” heykelinin kopyaları akıl hastanelerinin önünden sökülüp nöromarketing gökdelenlerinin girişlerine konulacaktır.

Hiç bir Lider bu Devrimin önünde duramayacak veya kısıtlamaya kalkamayacaktır. Bu devrimin önünde duran Liderler yok olacaktır.

İstesek te istemesek te bir devrim oldu bu devrime GERİBİLDİRİM DEVRİMİ, yeni çağa da GERİBİLDİRİM ÇAĞI diyorum. Bu devrim çok uzaklarda değil her yerde; bizim evimizde, işimizde, bilgisayarımızda, telefonumuzda, kredi kartımızda oldu. Biz istesek te, istemesek te,  bu devrimin bir parçasıyız. Bunu algıladığımız oranda bu devrimin yönlendirileni veya yönlendiricileri olacağız...
Belki bu sayede Einstein’ın “beynimizin en fazla %10 unu kullanıyoruz” söylemindeki beynimizin geri kalan %90 ını oluşturan “glial hücreleri” kullanmayı öğreneceğiz.
“GERİBİLDİRİM ÇAĞI” na “HOŞGELDİNİZ”...

Dr. Erol ERGÜLER




Bu blogdaki popüler yayınlar

Holistik Şifa

HOLİSTİK ŞİFA Holistik Şifaya açılan sağlığa bakış açısı nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığın tarifini şöyle yapıyor: “Sağlık, sadece hastalık veya sakatlığın olmaması değil; tam olarak fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik-refah halidir” ( WHO definition of Health: Health is a state of complete physical, mental and social well-being and not merely the absence of disease or infirmity). Sağlık sektörü, uzun süredir tedavi edici hekimlikte ağırlığını sürdürüyor; ve hasta muayene süresi azalıp, reçetedeki ilaç sayısı artıyor... Bir hasta soyunup muayene olurken daha giyinmeden diğer hasta kapıyı omuzlayıp “benim randevuma saygı duyun” diye bağırıyor. Bilmiyor ki, kendisi gibi biri içeride ve muayenesi tamamlanmamış... Bir doktora günde 60 ila 90 hasta baksın istiyor bakanlık ve ilaç firmaları. Bu sürede sadece ilaç yazılır, teşhis konulmaz biliyorsunuz... Günümüzde ortak bilinç geliştikçe, koruyucu-önleyici hekimlik ön plana çıkmaya başlamıştır. Böylece sağlığı

Solaryumda bronzlaşanlar kanser mi oluyor...

Solaryumlarda bronzlaşanlar kanser mi oluyor... Uygun miktarda doğal UVB derimizde D vitamininin yapımını sağlamakla birlikte  doğal UV ve yapay UV kaynaklarına aşırı maruz kalmak pek çok hastalığı tetikliyor. 2015 yılındaki bir araştırmada Belçikalıların %14 nün solaryum kullandığı bildirilmiş. Bugün ise Brükselde solaryum salonlarının kapatılması için hazırlık yapılıyor.    Solaryum kullanmanın cilt kanseri ve göz hastalıklarına neden olduğu, böylece son 50 yılda 6000 kişinin ölümü ve 200 milyon Euro sağlık harcamasına neden olduğu belirtiliyor. Solaryumlar veya diğer bir deyişle bronzlaşma yatakları ultraviyole ışını yayarak çalışıyor. Ultraviyole ışını, melanoma gibi başlıca cilt kanserini artıran neden olarak biliniyor. Avusturalyada ticari olarak solaryum (tanning) cihazları kullanımı yasak olmakla birlikte ev kullanımı için piyasadan cihaz satışına bir engel henüz yok. Avusturalyada Kanser Konseyi

14 Mart Tıp Bayramı 2018' de neler olmalı...

14 Mart Tıp Bayramı 2018' de neler olmalı... 14 mart 1919 da işgal altındaki İstanbul’da tıp öğrencileri ve doktorlar   işgale karşı protesto eylemi yapmışlardır. 14 mart 1827 yılında ilk tıp okulunun açılış günüdür (14 mart 1827 tarihinde Şehzadebaşı’nda Tulumbacı başı konağında   Türkiye’nin ilk tıp okulu açılmıştır). Yani ilk 14 mart eylemi aslında   tıp mensuplarının bir yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. Bu tarihi önem nedeniyle Türkiye’de her   14 martta "Tıp Bayramı" kutlanmaktadır. Diğer ülkelerde ise farklı olay ve nedenlerle farklı günlerde   Tıp bayramları kutlanmaktadır. 14 mart 1976 dan beri ‘’Tıp haftası’’ olarak kutlanmaktadır. 14 mart yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda ülkenin sağlık sorunlarının ve sağlık çalışanlarının sorunlarının dile getirildiği bir haftadır. Bugün öne çıkan sorunların başında şunlar gelmektedir: 1-    Hastanelerde hastaya yeterli muayene süresinin sağlanamaması. 2-    Sağlıkta şiddet. 3